katkılı

listen to the pronunciation of katkılı
التركية - الإنجليزية
containing an additive; alloyed
mixed, adulterated; containing an additive
mixed
(Nükleer Bilimler) extrinsic
katkı
(Hukuk) contribution

Thank you for your contribution. - Katkınız için teşekkürler.

That organization depends on voluntary contributions. - Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.

katkılı çimento
Blended cement
katkı
addition

This stamp will be a good addition to my collection. - Bu pul, benim koleksiyonum için iyi bir katkı olacak.

katkı
contribution, addition
katkı
assistance, aid, help
katkı
additive

No additives have been added to this jam. - Bu reçele hiçbir katkı maddesi eklenmemiştir.

katkı
dope
katkı
(Kimya) extender
katkı
(Gıda) supplement
katkı
contributes

The consumerist society contributes to a continuous increase in the amount of household waste. - Tüketim toplumu ev atıklarındaki devamlı bir artışa katkı sağlıyor.

Each person who learns Esperanto contributes to the success of this language. - Esperanto öğrenen her kişi bu dilin başarısına katkıda bulunmaktadır.

katkı
additive; alloy
katkı
appendage
katkı
part

Everyone coming to the party must bring their own contribution to the food and drink. - Partiye gelen herkes yiyecek ve içeceğe kendi katkılarını getirmeliler.

katkı
subscription
katkı
contribution, help; additive
katkı
admixture
polen katkılı yem
(Arılık) pollen suplement
sentetik katkılı kauçuk
synthetic compounded rubber
التركية - التركية
İçine yabancı madde katılmış olan, karışık, saf olmayan
katkı
Metal ve alaşımların hazırlanması sırasında içlerine katılan değişik nitelikteki maddeler
katkı
Düğün günü davetlilerin öğleye kadar gönderdikleri armağan
katkı
Bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile katılma, yardım: "Her geçen gün ününe, sanatına yeni katkılar getiriyordu."- N. Cumalı
katkı
Bir şeye katılan başka bir madde, ek
katkı
Bir işin yapılmasına, gerçekleşmesine emek, bilgi, para vb. ile katılma, yardım
katkılı
المفضلات