تعريف katılmak,(yarışmaya katılmak) في التركية الإنجليزية القاموس.
- take part
- To participate or join
He declined to take part in the meeting because he did not feel he had anything to add.
- To share or partake
They had cake and ice cream, but he did not take part.
- participate, be a part of
- share in something
- katılmak
- attend
Either you or I must attend the meeting.
- Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.
I will be happy to attend your party.
- Ben partine katılmaktan mutlu olacağım.
- katılmak
- participate
They want to participate in the Olympic Games.
- Onlar Olimpiyat Oyunları'na katılmak istiyorlar.
Please give us a call now if you want to participate in the workshop!
- Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen şimdi bizi arayın.
- katılmak
- join
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
Would you like to join our team?
- Bizim takıma katılmak ister misin?
- katılmak
- to be added (to); to mingle; to join, to come in on sb/sth, to amalgamate; (yarışma, sınav) to go in for sth; to attend, to be absent; to agree with, to go along with sb/sth; (suça) to abet
- katılmak
- participate in
He wants to participate in the contest.
- O, yarışmaya katılmak istiyor.
I don't want to participate in the ceremony.
- Törene katılmak istemiyorum.
- katılmak
- affiliate with
- yeniden katılmak
- rejoin
- -e gönüllü olarak katılmak
- volunteer for
- katılmak
- absent
- katılmak
- agree
Tom has agreed to attend.
- Tom katılmak için anlaştı.
I'm afraid I have to agree with Tom's analysis.
- Korkarım Tom'un analizlerine katılmak zorundayım.
- katılmak
- partaken
- katılmak
- go in for something
- katılmak
- be added
- katılmak
- partake in
- katılmak
- get out of breath
- katılmak
- turn
- katılmak
- added
Tom added his name to the list of people who wanted to attend the dance.
- Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.
- katılmak
- get involved in
I want to get involved in politics.
- Siyasete katılmak istiyorum.
- katılmak
- fall about laughing
- katılmak
- be in on
- katılmak
- be absent
- katılmak
- get
We don't like to get involved.
- Katılmaktan hoşlanmıyoruz.
Tom and I are just getting ready to eat. Would you like to join us?
- Tom ve ben sadece yemek yemek için hazırlanıyoruz. Bize katılmak ister misin?
- katılmak
- incorporate
- katılmak
- to be added
- katılmak
- abet
- katılmak
- affiliate
- katılmak
- amalgamate
- katılmak
- finger
- katılmak
- (deyim) make up
- katılmak
- come in on
- katılmak
- to be absent
- katılmak
- take part in
For myself, I would like to take part in the game.
- Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- katılmak
- share in
- eklenmek, katılmak
- inclusion, to attend
- hesaba katılmak
- To take into account
- katılmak
- partook
- katılmak
- stand in
- katılmak
- adhere
- ahenge katılmak
- chime in
- derse katılmak
- attend the lesson
- duygularına katılmak
- enter into
- eleme müsabakasına katılmak
- enter the elimination contest
- geziye katılmak
- rubber
- geziye katılmak
- join the tour
- geziye katılmak
- rubberneck
- geçit törenine katılmak
- go in procession
- gülmekten katılmak
- crack-up
- gülmekten kırılmak/katılmak
- to be doubled up with laughter . Gülme komşuna, gelir başına. (Atasözü) Don't laugh at another's misfortune; it may happen to you one day. Güler misin, ağlar mısın! (Konuşma Dili) I don't know whether to laugh or to cry. gülüp oynamak/söylemek to have a good time. güle oynaya joyously, merrily. güler yüz affability, complaisance, pleasant disposition, warmth, cordiality. güler yüz göstermek to show warm feelings towards (someone), show (someone) cordiality. güler yüzlü affable, complaisant, pleasant, warm, cordial
- kampanyaya katılmak
- campaign
- katılmak
- to join (a group); to enter into, participate in (an activity)
- katılmak
- be out of breath
- katılmak
- contract in
- katılmak
- join in
Please feel free to join in.
- Lütfen katılmak için çekinmeyin.
- katılmak
- contribute
- katılmak
- take part
Tom doesn't want to take part in the ceremony.
- Tom törene katılmak istemiyor.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- katılmak
- (görüşe) weigh in with
- katılmak
- come into
- katılmak
- club together
- katılmak
- ally
- katılmak
- enter
- katılmak
- go with
- katılmak
- attach oneself to
- katılmak
- (Hukuk) to incorporate
- katılmak
- to be added (to), be mixed (with)
- katılmak
- put in an appearance
- katılmak
- ally oneself
- katılmak
- chip in
- katılmak
- share
- katılmak
- accompany
- katılmak
- club
What club would you like to join?
- Hangi kulübe katılmak istersiniz?
I want to join your club.
- Kulübünüze katılmak istiyorum.
- katılmak
- (for someone) to agree with
- kazanan tarafa katılmak
- climb on the bandwagon
- kervana katılmak
- to join in with the rest
- kontrat ile katılmak
- contract in
- maskeli baloya katılmak
- masquerade
- orduya katılmak
- join up
- orduya katılmak
- join the ranks
- orduya katılmak
- join the army
- oturuma katılmak
- sit
- papalık sıfatı ile katılmak
- pontificate
- papalık sıfatı ile katılmak
- pontify
- savaşa katılmak
- crusade
- tartışmaya katılmak
- weigh in with
- tekrar katılmak
- rejoin
- topal eşekle kervana karışmak/katılmak
- to try to do something big with woefully inadequate means
- tura katılmak
- rubber
- tura katılmak
- rubberneck
- turnuvaya katılmak
- tourney
- yarışa katılmak
- run
- yarışmaya katılmak
- go in
- yemeğe katılmak
- banquet
- yeniden katılmak
- re join
- yüreki katılmak
- for one's heart to feel so tight that one can't breathe easily (after weeping)
- ziyafete katılmak
- banquet
- çekilişe katılmak
- raffle
- çoğunluğa katılmak
- climb on the bandwagon