kasıtlılık

listen to the pronunciation of kasıtlılık
التركية - الإنجليزية
wilfulness
The state or condition of being wilful; stubbornness
{n} obstinacy, perverseness, crossness
{i} intention, malicious intent; obduracy, tenacity; determination
the trait of being prone to disobedience and lack of discipline
See Willful, Willfully, and Willfulness
kasıt
{i} intention

I'm sure that wasn't intentional. - Onun kasıtlı olmadığına eminim.

Tom made this mistake intentionally. - Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.

kasıt
malice
kasıt
{i} meaning
kasıt
(Pisikoloji, Ruhbilim) mens rea
kasıt
evil purpose
kasıt
purpose

I broke the vase on purpose. - Vazoyu kasıtlı olarak kırdım.

Susan broke the dish on purpose to show her anger. - Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.

kasıt
thought
kasıt
intent

Yes, I did this intentionally. - Evet, bunu kasıtlı yaptım.

Tom made this mistake intentionally. - Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.

kasıt
intention, purpose; evil purpose
kasıt
premeditation
kasıt
deliberateness
kasıt
malice aforethought
kasıt
law criminal intention, intent to harm or do wrong
kasıt
malice prepense
kasıt
purpose, design, intention
التركية - التركية

تعريف kasıtlılık في التركية التركية القاموس.

kasıt
Öldürme, yaralama veya zarar vermek isteme, kötü niyet
kasıt
Amaç, istek, maksat
kasıt
Amaç, istek, maksat. Öldürme, yaralama veya zarar vermek isteme, kötü niyet
kâsıt
(Osmanlı Dönemi) kast eden, isteyen
kasıtlılık
المفضلات