Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.
- Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı.
Tom had mixed feelings.
- Tom'un karmaşık duyguları vardı.
It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
Probably it will snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
Robert got a small proportion of the profit.
- Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..
My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
My wife catches colds easily.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Podgorica is the capital of Montenegro.
- Podgorica, Karadağ'ın başkentidir.
He looked for a profitable investment for his capital.
- Sermayesi için karlı bir yatırım arıyordu.
I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
When I met Hanako last Sunday, she said she had returned three days before.
- Ben geçen Pazar Hanako ile karşılaştığımda, üç gün önce döndüğünü söyledi.
Do you want me to shuffle the cards?
- Kartları karmamı ister misin?
It's your turn to shuffle.
- Kağıtları karma sırası sende.
A small gain is better than a great loss.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
Mary mixed the ingredients to make a cake.
- Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This company's profit margin is very big.
- Bu şirketin kar marjı çok büyük.
This company uses cheap labor to increase its profit margins.
- Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
Tom's boots sank deep into the snow.
- Tom'un botları karın derinliklerine battı.
A group of people started off in snow boots.
- Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.
The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.
- Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta.
Our school is now coeducational.
- Bizim okulumuz şimdi karma.
Our school became coeducational a long time ago.
- Okulumuz uzun zaman önce karma eğitim oldu.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
I am not accountable to you for my actions.
- Yaptıklarımdan size karşı sorumlu değilim.
Our train was delayed on account of the heavy snow.
- Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.
Tom picked up the cards and began shuffling them.
- Tom kartları aldı ve onları karmaya başladı.
Our school is now coeducational.
- Bizim okulumuz şimdi karma.
Our school became coeducational a long time ago.
- Okulumuz uzun zaman önce karma eğitim oldu.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.