While Tom was away from his desk, Mary drew a caricature of him on the cover of his notebook.
- Tom masasından uzaktayken Mary onun defterinin kapağında onun bir karikatürünü çizdi.
The caricatures that are sold in Montmartre are of good quality.
- Montmartre satılan karikatürler iyi kalitededir.
Under no circumstances will I ever consent to such a travesty.
- Hiçbir koşul altında böyle bir karikatüre asla razı olmayacağım.
One day in 1906, a newspaper cartoonist named Tad Dorgan went to a baseball game.
- 1906'da bir gün gazeteci Tad Dorgan adlı bir karikatürist bir beyzbol maçına çıktı.
I borrowed this cartoon from his older sister.
- Bu karikatürü onun ablasından ödünç aldım.
Recent comics have too many violent and sexual scenes.
- Yeni karikatürler çok fazla şiddet ve cinsel sahneye sahip.