They made a great tumult last night.
- Dün gece büyük bir kargaşa yaptılar.
What has caused this tumult?
- Bu kargaşaya ne neden oldu?
There was shouting and confusion everywhere.
- Her yerde çığlık ve kargaşa vardı.
She took advantage of his confusion to escape.
- O, kaçmak için kargaşadan yararlandı.
Tom could hear a commotion in front of his house, so he went outside to see what was happening.
- Tom evinin önünde bir kargaşa duyabiliyordu, bu yüzden neler olduğunu görmek için dışarı çıktı.
It caused quite a commotion.
- O oldukça bir kargaşaya neden oldu.
Sami left his house in disarray.
- Sami evini kargaşa içinde bıraktı.
There is no reason for such mayhem.
- Böyle bir kargaşa için hiçbir neden yok.
The whole town was in an uproar.
- Bütün kasaba bir kargaşa içindeydi.
Tom's decision caused an uproar.
- Tom'un kararı bir kargaşaya neden oldu.
Racial problems are often the cause of social unrest.
- Irksal sorunlar genellikle sosyal kargaşa nedenidir.
The civilian unrest is showing no signs of abating.
- Sivil kargaşa hiçbir yatışma işareti göstermiyor.