karar ver

listen to the pronunciation of karar ver
التركية - الإنجليزية
{f} decided

I decided to be happy because it's good for my health. - Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

She decided to quit her job. - İşinden ayrılmaya karar verdi.

adjudicate
{f} deciding

I had trouble deciding which brand of dog food to feed my dog. - Köpeğimi hangi marka köpek yiyeceği ile besleyeceğime karar vermede güçlük çekiyorum.

Please take your time before deciding what to do. - Lütfen ne yapacağınıza karar vermeden önce zaman ayırın.

fix on
decide

He decided to quit smoking. - Sigarayı bırakmaya karar verdi.

I decided to be happy because it's good for my health. - Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

{f} decree
decide upon
{f} verdict

The verdict is something only a jury can decide. - Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.

decide on

My wife and I can't decide on names for the twins. - Eşim ve ben ikizler için isimler üzerinde karar veremiyoruz.

In the first place we have to decide on the name. - İlk olarak isim üzerinde karar vermek zorundayız.

determine

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

We should determine what is to be done first. - Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.

{f} determined

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

I'm determined to solve this puzzle before I go to bed. - Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.

decreed
karar ver, tespit et, teslim et ve değerlendir
(Askeri) decide, detect, deliver, and assess
gözetle, belirle, karar ver ve işlet
(Askeri) observe, orient, decide, act
karar ver
المفضلات