karalar

listen to the pronunciation of karalar
التركية - الإنجليزية
mourning
sables
kara
earth

Land and water make up the earth's surface. - Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.

The African elephant is the largest land mammal on earth. - Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.

kara
black

A white coin is for a black day. - Ak akçe kara gün içindir.

Do you like black cats? - Kara kedileri sever misin?

kara
land

Elephants are the world's largest land animals. - Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.

The elephant is the largest land animal. - Fil en büyük kara hayvanıdır.

karalar bağlamak
to put on mourning; to wear mourning
karalar bağlamak
to wear mourning
karalar giymek
to put on mourning; to wear mourning
karalar giymiş
in mourning
kara
dark

She is very afraid of the dark. - O, karanlıktan çok korkar.

He is terrified of the dark. - O karanlıktan çok korkar.

kara
{i} ground

Glorify the ocean, but stay on the ground. - Okyanusu öv ama karada kal.

Do you want fresh ground pepper on your salad? - Salatanda taze çekilmiş karabiber istiyor musun?

kara
gloomy

The sky is gloomy and gray - a typical rainy-season sky. - Gökyüzü karanlık ve gri - Tipik bir yağışlı mevsim havası.

The gloomy house was like a ghost. - Karanlık ev bir hayalet gibiydi.

kara
{i} shore
kara
stain
kara
bad

I'm bad at singing karaoke. - Karaoke söylemede kötüyüm.

José showed himself to be a person of bad character. - Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.

kara
mainland

We took a ferry from the island to the mainland. - Adadan ana karaya bir feribota bindik.

kara
ivory-black
kara
bleak

The economic situation is very bleak. - Ekonomik durum çok iç karartıcı.

kara
terrestrial
kara
territory
kara
tenebrous
kara
terra-firma
kara
shame
kara
service
kara
dishonour
kara
ominous

The sky looks ominous. I wonder if it will rain. - Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.

kara
rayless
kara
blot
kara
land, shore; territorial, terrestrial
kara
overland
kara
nigr
kara
sooty
kara
dark-complexioned, swarthy
kara
terra firma
kara
phot. negative
kara
territorial
kara
smut
kara
ivory black
kara
bad; unlucky
kara
sable
kara
pitchy
kara
terrafirma
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف karalar في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Kara
A female given name, a variant of Cara
kara
The bangle worn by Sikhs, to remind the wearer to do God's work, and one of the five Ks
Kara
a variant of Cara
Kara
kara
kara
Iron Bracelet
kara
empty of China
kara
Empty
kara
  Iron bracelet, one of the five kakaars that every member of the Khalsa must wear It is a symbol of restraint and remembrance of God
kara
"China"
kara
Steel bracelet, one of the five physical symbols that a Khalsa Sikh must wear It is a symbol of restraint and rememberance of God
kara
(suffix) -working; -producing; -energetic (k127)
kara
S steel bangle worn on the right wrist by Sikhs
التركية - التركية

تعريف karalar في التركية التركية القاموس.

kara
siyah karşıtı beyaz yani ak
KARA
(Osmanlı Dönemi) Su ile karışmış süt
KARA
(Osmanlı Dönemi) (C.: Ekrây-Karvât) Bahçe ve bostan içindeki su arkı
Kara
siyah
Kara
(Osmanlı Dönemi) HÜMME
Kara
toprak
kara
Bu renkte olan
kara
Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak
kara
Bu renkte olan: "Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım."- B. S. Erdoğan
kara
Kötü, uğursuz, sıkıntılı
kara
Esmer
kara
Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak: "Havamız da, karamız da, denizlerimiz de kirli olduğuna göre..."- H. Taner
kara
Yüz kızartıcı durum, leke
kara
Okul önlügü
kara
En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı
kara
Yüz kızartıcı durum, leke. İftira
kara
Anarşizmin rengi
kara
Çoğu kez tür belirtmeye yarar
kara
Kötü, uğursuz, sıkıntılı: "Gazeteler hep kara haber verirler."- B. Felek
karalar
المفضلات