karşılaştıkça

listen to the pronunciation of karşılaştıkça
التركية - الإنجليزية
As compared
karşılaş
{f} encountered

He encountered unexpected obstacles. - O beklenmedik engellerle karşılaştı.

Today, many problems were encountered. - Bugün birçok sorunla karşılaşıldı.

karşılaş
{f} encountering
karşılaş
{f} encounter

Insurance makes us remember that the world we live in isn't completely safe; we might fall ill, face danger or encounter the unexpected. - Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.

My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future. - Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.

karşılaş
meet with

Your proposal will meet with significant resistance. - Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.

Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole! - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!

karşılaş
come up

You're going to come up against fierce competition. - Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.

karşılaştıkça
المفضلات