I made a big mistake when choosing my wife.
- Karımı seçerken büyük bir hata yaptım.
I entrusted my wife with the family finances.
- Aile bütçesini karıma emanet ettim.
According to the weather forecast, it will snow tomorrow.
- Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
He has done this for profit.
- O, kar etmek için bunu yaptı.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
Podgorica is the capital of Montenegro.
- Podgorica, Karadağ'ın başkentidir.
Most French people are against capital punishment.
- Çoğu Fransız, idam cezasına karşıdır.
I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
What does Tom get in return for all the work he's done?
- Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
A small gain is better than a great loss.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
Mary mixed the ingredients to make a cake.
- Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This car dealership has very thin profit margins.
- Bu araba bayiliğinin çok ince kar marjları var.
This company uses cheap labor to increase its profit margins.
- Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
A group of people started off in snow boots.
- Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.
I always wear boots when it rains or snows.
- Yağmur ya da kar yağdığında her zaman botlarımı giyerim.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
My brother has a Twitter account.
- Erkek kardeşimin bir Twitter hesabı var.
Our train was delayed on account of the heavy snow.
- Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
The bus service won't be available until the snow has melted.
- Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.