karışıklık

listen to the pronunciation of karışıklık
التركية - الإنجليزية
confusion

He disappeared, taking advantage of the confusion. - O, karışıklıktan yararlanarak ortadan kayboldu.

Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website. - 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

clutter
mess

Tom certainly came out of that mess smelling like a rose. - Tom o karışıklıktan bir gül gibi kokarak çıktı.

Who's taking responsibility for this mess? - Bu karışıklık için kim sorumluluk alıyor?

disorder

Disorder prevails in the street. - Sokakta karışıklık hüküm sürüyor.

complication
disorderliness
disturbance
disorganization
cataclysm
misrule
ferment
mix up
complexity
commotion
confusion, disorder
chaos
clamor
dogs dinner
disarrangement
bungle
riot
bedlam
embroilment
clamour [Brit.]
confusion, disorder, muddle, clutter, disarray; turmoil, tumult, disturbance, ferment, turbulence, commotion, chaos; complication
civic turmoil, tumult
turmoil
{i} unrest
turbulent
{i} stir

He's here trying to stir up trouble. - O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.

jumble
whirr
disorderly
whir
irregular
scramble
convulsion
miscibility
trouble

He's here trying to stir up trouble. - O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.

combustion
distract
ruction
mix-up

There might've been a mix-up. - Bir karışıklık olmuş olabilir.

disarray

After all the merrymaking, the apartment was in great disarray. - Tüm eğlenceden sonra daire büyük bir karışıklık içindeydi.

intricacy
tumble
perturbation
guck
unclearness
promiscuousness
welter
shuffle
misunderstanding
haziness
to-do
foul up
entanglement
pother
mixup
hugger-mugger
hubble-bubble
{i} turbulence
{i} fray
{i} kerfuffle
{i} swirl
{i} clamour
huggermugger
{i} fuss
confuse
snarl up
karışıklık çıkaran
disturbing
karışıklık çıkaran kimse
disturber
karışıklık çıkaran kimse
disorderly person
karışıklık çıkaran kimse
rioter
karışıklık çıkarmak
to stir up trouble, to kick up a row
karışıklık çıkarmak
to incite a tumult, stir up trouble
karışıklık çıkarmak
create a disturbance
karışıklık çıkarmak
cause a disturbance
karışıklık çıkarıcı
rabble rousing
toplumsal karışıklık
public disturbance
ırk ayrımı sonucu olan karışıklık
race riot
التركية - التركية
Kalabalık, düzensizlik vb.nin yol açtığı kargaşa
Karışık olma durumu, teşevvüş
Kalabalık, düzensizlik vb. nin yol açtığı kargaşa
komplikasyon
(Osmanlı Dönemi) TEBELBÜL
teşevvüş
(Osmanlı Dönemi) müşevveşiyet
karışıklıklar
(Osmanlı Dönemi) ihtilâtât
karışıklık
المفضلات