Look at that mountain which is covered with snow.
- Karlarla örtülü şu dağa bak.
Probably it will snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
Tom had a share in the profits.
- Tom'un kar payı vardı.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
He advocated State Capitalism over Market Capitalism.
- O, Pazar Kapitalizmine karşı Devlet Kapitalizmini savundu.
He looked for a profitable investment for his capital.
- Sermayesi için karlı bir yatırım arıyordu.
Perry decided to gain information from Drake.
- Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.
A small gain is better than a great loss.
- Zararın neresinden dönersek kârdır.
My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
When I met Hanako last Sunday, she said she had returned three days before.
- Ben geçen Pazar Hanako ile karşılaştığımda, üç gün önce döndüğünü söyledi.
What does Tom get in return for all the work he's done?
- Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
The bus service won't be available until the snow has melted.
- Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.
Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
You cannot mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
Mary mixed the ingredients to make a cake.
- Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This company's profit margin is very big.
- Bu şirketin kar marjı çok büyük.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
Tom's boots sank deep into the snow.
- Tom'un botları karın derinliklerine battı.
A group of people started off in snow boots.
- Bir grup insan kar botlarıyla yola koyuldular.
Lucy's mother told her to take care of her younger sister.
- Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
- AIDS sadece her birey buna karşı harekete geçmeye karar verirse durdurulabilir.
Try to take account of everything before you make a decision.
- Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.
Our train was delayed on account of the heavy snow.
- Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.
The bank has raised its dividend by 20%.
- Banka, kar payını % 20 oranında yükseltti.
Tom's snowmobile is broken.
- Tom'un kar arabası kırık.
He bought himself a snowmobile.
- O kendine bir kar arabası satın aldı.
My grandfather has snowy white hair.
- Büyükbabamın kar beyazı saçı var.
The snowstorm continued.
- Kar fırtınası devam etti.
A heavy snowstorm kept us from going out.
- Yoğun bir kar fırtınası dışarı çıkmamızı engelledi.
Tom and Mary were trapped by a blizzard.
- Tom ve Mary bir kar fırtınası tarafından kapana kısıldılar.
Tom was trapped for ten days by a terrible blizzard.
- Tom korkunç bir kar fırtınası nedeniyle on gün mahsur kaldı.
Every snowflake is unique.
- Her kar taneciği benzersizdir.
The snowplow cleared the snow from the street.
- Kar temizleme aracı caddeden karı temizledi.
The first snowplows were drawn by horses.
- İlk kar temizleme aracı atlar tarafından çekildi.
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
Tom had a share in the profits.
- Tom'un kar payı vardı.
He has done this for profit.
- O, kar etmek için bunu yaptı.
It'll stop snowing sooner or later.
- Er ya da geç kar yağışı duracak.
It has finally stopped snowing and has warmed up.
- Sonunda kar yağışı durdu ve hava ısındı.
I just saw a few snowflakes.
- Sadece birkaç tane kar tanesi gördüm.
Tom caught a snowflake on his tongue.
- Tom diliyle bir kar tanesi yakaladı.
This is the heaviest snowfall we have ever had.
- Bu şu ana kadar gördüğümüz en yoğun kar yağışı.
The heavy snowfall prevented our train from leaving on time.
- Yoğun kar yağışı trenimizin zamanında kalkmasını önledi.
It has finally stopped snowing and has warmed up.
- Sonunda kar yağışı durdu ve hava ısındı.
You can stay here till the snow stops.
- Kar yağışı durana kadar, burada kalabilirsiniz.