kani̇'

listen to the pronunciation of kani̇'
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Kanmış. İnanmış. Tatmin olmu
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Kanaat eden. Kendinde olan helâla razı olup, başkasının hiçbir şeyine göz dikmeyen
KANİ
(Hukuk) İkna olmuş; inanmış; kanaat sahibi olmuş
KÂNİ
(Osmanlı Dönemi) (Kinaye. den) Dokunaklı ve iğneli söz söyleyen. Kinayeli konuşan
kani
Hızarcı tezgahı
kani
Kanmış, inanmış
kani
Kinayeli konuşan, dokunaklı ve iğneli söz söyleyen
kani olmak
İnanmak, kanmak
الكردية - التركية

تعريف kani̇' في الكردية التركية القاموس.

kanî
pınar
kanî
memba
kanî
kaynak
الكردية - الإنجليزية

تعريف kani̇' في الكردية الإنجليزية القاموس.

kanî
source
التركية - الإنجليزية

تعريف kani̇' في التركية الإنجليزية القاموس.

kani
canine
kani
convinced, persuaded
kani
(someone) who is content with what he has
kani
(someone) who is content with little
kani
(someone) who accepts what fate metes out to him
kani olmak
to be convinced, to believe
kani olmak
1. to be convinced of (something). 2. to be content with little; to be content with. 3. to accept what fate metes out to one
kırk yıllık Kâni, olur mu Yani
(Atasözü) Can a leopard change its spots?
kırk yıllık yani olur mu kâni
can the leopard change its spots