kanıtlanmış

listen to the pronunciation of kanıtlanmış
التركية - الإنجليزية
{s} proven

You can rely on his proven ability. - Onun kanıtlanmış yeteneğine güvenebilirsin.

Is that scientifically proven? - O, bilimsel olarak kanıtlanmış mı?

Proven, supported by evidence
showed
proven to
kanıtlanmış farzetmek
beg the question
kanıtla
attest

I will attest that I did not hear that. - Bunu duymadığımı kanıtlayacağım.

I can attest to everything she just said. - Onun şimdi söylediği her şeyi kanıtlayabilirim.

kanıtla
prove

I can prove that I am right. - Ben haklı olduğumu kanıtlayabilirim.

The news proved to be true. - Bu haberin doğru olduğunu kanıtladı.

suçu kanıtlanmış
convicted

Tom is a convicted bank robber. - Tom suçu kanıtlanmış bir banka soyguncusu.

Tom is a convicted murderer. - Tom suçu kanıtlanmış bir katil.