The campers sat around the campfire.
- Kampçılar kamp ateşinin etrafında oturdu.
I heard that a South American camper was eaten by an anaconda.
- Güney Amerikalı bir kampçının bir anakonda tarafından yenildiğini duydum.
I went camping with my family.
- Ben ailemle birlikte kampa gittim.
We camped there over the holiday.
- Tatil boyunca orada kamp yaptık.
I went camping last summer.
- Geçen yaz kampa gittim.
Will Tom be allowed to go camping with the other children?
- Tom'a diğer çocuklarla birlikte kampa gitmesine izin verilecek mi?
I ran away from the training camp.
- Eğitim kampından kaçtım.
With both mind and body in their best condition, let's look forward to the newcomers' training camp.
- Onların en iyi durumdaki hem zeka hem de vücutları ile, yeni gelenlerin eğitim kampını dört gözle bekleyelim.
Sami was at a fisherman's campground.
- Sami bir balıkçının kamp yerindeydi.
This is a nice-looking campground.
- Burası güzel görünümlü bir kamp alanı.
One gypsy family with their caravan was encamped.
- Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.