kalmalı

listen to the pronunciation of kalmalı
التركية - الإنجليزية
{g} locative. ~ tümleç gram. locative noun phrase with adverbial force
locative
kalmalı tümleç gram
locative noun phrase with adverbial force
kal
{f} remain

How long will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

I want to stay here longer. - Burada daha uzun kalmak istiyorum.

kal
{f} staying

Kentaro is staying with his friend in Kyoto. - Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

kal
{f} remaining

There were few students remaining in the classroom. - Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.

Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks. - Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.

kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

He remains calm in the face of danger. - O, tehlike karşısında sakin kalır.

He remains loyal to his principles. - O, prensiplerine sadık kalıyor.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kalmalı في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

kal
Era
kal
Strife
التركية - التركية
Kalma durumunda olan
kalmalı tümleç
Çoğu kez fiilin, bazen de ismin anlamını tümleyen ve kalma durumunda bulunan dolaylı tümleç
KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
الإنجليزية - التركية

تعريف kalmalı في الإنجليزية التركية القاموس.

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalmalı
المفضلات