kalkanla

listen to the pronunciation of kalkanla
التركية - الإنجليزية
{f} shield

All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters. - Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.

{f} shielding
kalkan
shield

I used his beheaded body as a shield. - Ben onun başı vurulmuş vücudunu bir kalkan olarak kullandım.

He used the book as a shield. - O, kitabı bir kalkan olarak kullanır.

kalkan
(Askeri) apron shield
kalkan
(Çevre) shielding
kalkan
guard plate
kalkan
proximity
kalkan
(İnşaat) gable
kalkan
deflector
Kalkan
firewall
kalkan
shield (carried by a warrior)
kalkan
buckler
kalkan
splasher
kalkan
outgoing
kalkan
turbot
kalkan
mantlet
kalkan
aegis [Brit.]
kalkan
egis
kalkan
brill
kalkan
{i} aegis
kalkan
risinq
التركية - التركية

تعريف kalkanla في التركية التركية القاموس.

Kalkan
(Osmanlı Dönemi) CÜNNET
Kalkan
opofiz
Kalkan
kalkan balığı
Kalkan
yat
Kalkan
(Osmanlı Dönemi) MÜCNA'
Kalkan
(Osmanlı Dönemi) YELEB
Kalkan
(Osmanlı Dönemi) KENİF
Kalkan
koruk
Kalkan
(Osmanlı Dönemi) MİCVEL
kalkan
Koruyucu: "Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba."- Y. Z. Ortaç
kalkan
Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
kalkan
Denizli havalarda baştan giren dalgaların geriye teperek güverteye yayılmasını önleyen engel
kalkan
Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık (Scophtalmus maximus)
kalkan
Toprak kayması olan bir arazide çalışırken, kolay ilerlemeyi sağlamak için kullanılan çok dayanıklı madeni çerçeve
kalkan
Koruyucu
kalkan
Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık
kalkan
Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı turistik bölge
kalkan
Gözleri sol tarafında bulunan, derisi kabarcıklı kemikli bir balık
kalkanla
المفضلات