kaldırılma

listen to the pronunciation of kaldırılma
التركية - الإنجليزية
cancellation
abolition

The abolition of slavery in Europe eventually reached America. - Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerika'ya ulaştı.

The abolition of slavery in Europe eventually reached the American continent. - Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerikan anakarasına ulaştı.

heaving
(Hukuk) elimination, abolition
kaldır
uninstall
kaldır
cock up
kaldır
{f} removed

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

There is a blank space in front of the first letter of this sentence that should be removed. - Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.

kaldır
deinstall
kaldır
(Bilgisayar) dismount
kaldır
(Bilgisayar) remove

She removed the papers from the desk. - Kağıtları masadan kaldırdı.

First, remove the burrs. - Önce çapakları kaldırın.

kaldır
(Bilgisayar) unmount
kaldırılmak
go
kaldır
{f} lift

I forgot to lift the receiver before dialing the number. - Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.

He wouldn't even lift a finger. - Bir parmağını bile kaldırmazdı.

kaldır
raise up
kaldır
{f} lifting

My wrists were sore after lifting wieghts. - Ağırlıklar kaldırdıktan sonra bileklerim ağrıdı.

Tom is lifting weights. - Tom ağırlık kaldırıyor.

kaldır
{f} cock
kaldır
hoick
kaldır
uncheck
kaldır
upheave
kaldır
(Biyoloji) erect
kaldır
raiseup
kaldır
hoicks
kaldır
unchecked
kaldırılmak
slang to be swiped, be made off with, be stolen
kaldırılmak
(for a weight) to be borne, be supported
kaldırılmak
to be abrogated, cease to be in effect
yürürlükten kaldırılma
abolition
التركية - التركية
Kaldırılmak işi
Kaldırılmak
lağvedilmek
Kaldırılmak
lağvolmak
kaldırılmak
Kaldırma işi yapılmak