Like many students at our school, Tom stays up until late at night studying.
- Okulumuzdaki birçok öğrenci gibi, Tom geç saatlere kadar gece eğitimine kalır.
The bank stays open from eight until two.
- Banka sekizden ikiye kadar açık kalır.
How long will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
How many days will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
I'm now staying at my uncle's.
- Şu an amcamın evinde kalıyorum.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
- Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.