Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

kalır

listen to the pronunciation of kalır
التركية - الإنجليزية
stays

Like many students at our school, Tom stays up until late at night studying. - Okulumuzdaki birçok öğrenci gibi, Tom geç saatlere kadar gece eğitimine kalır.

Kate stays in Izu on weekends. - Kate hafta sonları Izu'da kalır.

remain for
kal
{f} remain

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

How many days will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

kal
{f} staying

A man named George was staying at a hotel. - George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

kal
{f} remaining

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks. - Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.

Geveze kişi ya işinden kalır ya da yolundan
(Atasözü) Jabbering causes loss of time and money
Sona kalan dona kalır
(Atasözü) - Early bird catches the worm.- First come, first served
aşağı kalır yeri/yanı olmamak
to be at least as good (as)
dene kadar uygulamada kalır
(Politika, Siyaset) it shall apply fromto
dünya malı dünyada kalır
(Atasözü) You can't take it with you
horoz ölür, gözü çöplükte kalır
(Atasözü) One can never become reconciled to losing rank, wealth, or power
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

The hotel remains closed during the winter. - Otel kış boyunca kapalı kalır.

He remains calm in the face of danger. - O, tehlike karşısında sakin kalır.

kelimeler yetersiz kalır
it baffles description
kelimeler yetersiz kalır
it beggars description
kusursuz dost arayan dostsuz kalır
(Atasözü) A person who looks for perfection in his friends ends up friendless
sel gider, kum kalır
(Atasözü) Don't get excited about those things that are here today and gone tomorrow; think instead of those things that you must contend with over a long period of time
sona kalan dona kalır
(Atasözü) A slowpoke gets left out in the cold./Slothful people lose out
üçten bir çıkarsa iki kalır
three minus one equals two
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kalır في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

kal
Era
kal
Strife
التركية - التركية

تعريف kalır في التركية التركية القاموس.

KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
الإنجليزية - التركية

تعريف kalır في الإنجليزية التركية القاموس.

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalır
المفضلات