Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
How many days will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
We stayed overnight in Hakone.
- Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
I'm now staying at my uncle's.
- Şu an amcamın evinde kalıyorum.
Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
There were few students remaining in the classroom.
- Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.
Çocukların isteklerini kal'e almadılar.
Tom said goodbye to Mary.
- Tom Mary'ye hoşça kal dedi.
I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.