They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
A cup of coffee cleared my head.
- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
You can do it if you put your mind to it.
- Eğer kafanıza koyarsanız onu yapabilirsiniz.
Try to reproduce the music in your mind.
- Kafanızda müziği yeniden oluşturmaya çalışın.
My friend is obsessed with this.
- Arkadaşım buna kafayı takmış durumda.
Mary is obsessed with animals, and especially squirrels.
- Mary hayvanlara kafayı takmış ve özellikle sincaplara.
He's racking his brains about how to deal with the matter.
- O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
She keeps a human skull on her desk.
- O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
Tom has a tattoo of a skull on his chest.
- Tom'un göğsünde bir kafatası dövmesi var.