The mistake cost him his head.
- Hata onun kafasına mal oldu.
A cup of coffee cleared my head.
- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
- Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
You've got a one-track mind.
- Kafan tek taraflı çalışıyor.
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
He's racking his brains about how to deal with the matter.
- O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
Tom's skull has been fractured.
- Tom'un kafatası kırıldı.
The majority of animals have skulls.
- Hayvanların çoğunun kafatası vardır.
The Native Americans scalped their enemies.
- Yerli Amerikalılar düşmanlarının kafa derisini yüzdüler.
My scalp is very itchy.
- Benim kafa derisi çok kaşınıyor.
Sami asked Layla a perplexing question.
- Sami, Leyla'ya kafa karıştırıcı bir soru sordu.
That would be confusing.
- Bu kafa karıştırıcı olurdu.
I know how confusing this must be for you.
- Bunun senin için ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum.