He reads as many as twenty books every week.
- O her hafta yirmi kadar çok sayıda kitap okur.
There are as many as two hundred cherry trees in this park.
- Bu parkta iki yüz kadar çok sayıda kiraz ağaçları vardır.
Tom didn't trust Mary as much as she trusted him.
- Onun Tom'a güvendiği kadar çok Tom Mary'ye güvenmiyor.
He earns three times as much as I do.
- O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
I've never seen this much money at once before.
- Daha önce aynı anda bu kadar çok para görmedim.
I haven't had this much fun in years.
- Yıllardır bu kadar çok eğlenmedim.