kaburga

listen to the pronunciation of kaburga
التركية - الإنجليزية
rib

Our neighbor has broken a rib. - Komşumuzun bir kaburgası kırıldı.

Tom fell off the roof and broke three ribs. - Tom çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.

arch. rib (of a vault)
rib cage
frame (of a timber ship)
sparerib

Tom doesn't like greasy food such as spareribs. - Tom kaburga gibi yağlı gıdaları sevmez.

rib; frame
(Askeri) frame
(Gıda) spare rib
(Gıda) ribs

It looks like Tom has broken a couple of ribs. - Tom birkaç kaburga kırmış gibi görünüyor.

He elbowed me in the ribs. - O, kaburgalarıma dirsek vurdu.

(Anatomi) costa
kaburga kemiği
rib
domuz kaburga eti
rib eye steak
ucu bağımsız kaburga kemiği
floating rib
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Gemi, sandal, kayık gibi deniz nakil vasıtalarının hayvan kaburgasına benzeyen ve omurga üzerine kaldırılan eğri ağaçları
(Osmanlı Dönemi) Göğüs kemiklerinin beheri. Göğüs kemiklerinin bel kemiğine bağlanmak suretiyle meydana getirdikleri şeklin bütünü
bakınız: eğe
Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes
Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet
Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes: "Yüreğinde heyecan büyüdü büyüdü, göğsüne sığmayan bir gürültü kaburgalarını parçalayacaktı."- H. Z. Uşaklıgil
Eğe. Gemilerde dış kaplamanın dayandığı iskelet
kaburga
المفضلات