kabul edilmiş

listen to the pronunciation of kabul edilmiş
التركية - الإنجليزية
uncontested
(Hukuk) adopted
received
admitted
canonical
(itiraz) sustained
conceded
embraced
orthodox
approved
understood
kabul et
(Konuşma Dili) let's face it
kabul et
agree

They agreed to work together on the project. - Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.

He didn't agree to my proposal. - Teklifimi kabul etmedi.

kabul et
{f} admitted

Tom admitted his mistake. - Tom hatasını kabul etti.

Everyone admitted that the earth is a sphere. - Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.

kabul et
{f} conceding
kabul et
concede

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

The accountant would not concede the mistake. - Muhasebeci hatayı kabul etmezdi.

kabul et
{f} postulated
kabul et
acquiesce
kabul et
{f} agreed

Well, OK, Willie finally agreed. - Tamam, pekala, Willie nihayet kabul etti.

They agreed to work together. - Birlikte çalışmayı kabul ettiler.

kabul et
accept

They accepted him as the city's best doctor. - Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

We must accept life, for good or for evil. - İster iyi olsun ister kötü olsun hayatı kabul etmeliyiz.

kabul et
{f} accepted

I had the article accepted by a travel magazine. - Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.

They accepted her as the city's best doctor. - Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

alkışlarla kabul edilmiş
carried by acclamation
başta kabul edilmiş teorem
lemma
herkesçe kabul edilmiş
standard
kabul et
intromit
kabul et
conceded

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

kutsal kabul edilmiş
shrined
üyeliğe kabul edilmiş
initiated
kabul edilmiş
المفضلات