The argument that smoking is injurious has become accepted.
- Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
He was soon accepted into the family.
- O, kısa sürede aileye kabul edildi.
President Roosevelt agreed to help.
- Başkan Roosevelt yardım etmeyi kabul etti.
The girl's parents agreed to her request.
- Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti.
Tom admitted that he murdered Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü kabul etti.
Tom admitted that what Mary said was true.
- Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu kabul etti.
The accountant would not concede the mistake.
- Muhasebeci hatayı kabul etmezdi.
The professor I was arguing with finally conceded and said I was right.
- Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.
The girl's parents agreed to her request.
- Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti.
They agreed to work together on the project.
- Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.
In brief, you should have accepted the responsibility.
- Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
They accepted her as the city's best doctor.
- Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
I accepted her invitation.
- Onun davetini kabul ettim.
They accepted her as the city's best doctor.
- Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
The professor I was arguing with finally conceded and said I was right.
- Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.