kabul eder

listen to the pronunciation of kabul eder
التركية - الإنجليزية
agrees

It appears that Tom agrees. - Tom kabul eder gibi görünüyor.

The slave has his pride; he agrees to obey only the most vigorous despot. - Kölenin gururunu vardır; o sadece en güçlü despota itaat etmeyi kabul eder.

accepts

She accepts criticism from anyone but her parents. - O, anne ve babası dışında herkesten eleştiri kabul eder.

He accepts gifts from students. - O, öğrencilerden hediye kabul eder.

agrees to
kabul et
(Konuşma Dili) let's face it
kabul et
agree

They agreed to work together. - Birlikte çalışmayı kabul ettiler.

President Roosevelt agreed to help. - Başkan Roosevelt yardım etmeyi kabul etti.

kabul et
{f} admitted

Tom admitted that he murdered Mary. - Tom Mary'yi öldürdüğünü kabul etti.

Everyone admitted that the earth is a sphere. - Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.

kabul et
{f} conceding
kabul et
concede

The accountant would not concede the mistake. - Muhasebeci hatayı kabul etmezdi.

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

kabul et
{f} postulated
kabul et
acquiesce
kabul et
{f} agreed

The girl's parents agreed to her request. - Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti.

They agreed to work together on the project. - Projede birlikte çalışmayı kabul ettiler.

kabul et
accept

They accepted her as the city's best doctor. - Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

I accepted her invitation. - Onun davetini kabul ettim.

kabul et
{f} accepted

I had the article accepted by a travel magazine. - Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.

I accepted her invitation. - Onun davetini kabul ettim.

kabul et
intromit
kabul et
conceded

The professor I was arguing with finally conceded and said I was right. - Tartıştığım profesör sonunda haklı olduğumu kabul etti.

kabul eder
المفضلات