kabin

listen to the pronunciation of kabin
التركية - الإنجليزية
cabin

He has been living in the cabin by himself for more than ten years. - O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır.

Tom spent the night in the small cabin near the lake. - Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.

booth

Tom sat alone at one of the booths in the diner. - Tom lokantadaki kabinlerden birinde yalnız oturdu.

cabinet

Tom opened the cabinet drawer and pulled out a folder. - Tom kabin çekmecesini açtı ve bir klasör çıkardı.

He asked his cabinet for advice. - O, kabinesinden nasihat istedi.

passenger cabin
cage
cabin (of an airplane or ship)
(telephone) booth
changing cubicle (at a beach, in a store)
cabin; cubicle; cabinet; (telefon) booth
car

They're taking the freight out of the train car. - Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.

cab

He has been living in the cabin by himself for more than ten years. - O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır.

Tom spent the night in the small cabin near the lake. - Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.

cubicle
kabin amiri
purser
kabin dosyası
(Bilgisayar) cabinet file
kabin memuru
airline steward or stewardess
kabin memuru
cabin attendant
kabin mürettebatı
(Havacılık) cabin crew
kabin sınıfı
cabin class
kabin çantası
cabin bag
kabin ısıtıcısı
cabin heater
kabin altimetresi
(Havacılık) cabin altimeter
kabin arka süsleme
(Otomotiv) cabin rear trim
kabin açık ikaz lambası
warning light for cab
kabin basıncı
(Askeri,Havacılık) cabin pressure
kabin basıncı
compartment pressure
kabin basıncı altimetresi
(Askeri) cabin pressure altimeter
kabin basınç altimetresi
(Askeri) cabin pressure altimeter
kabin basınç ayarı
(Havacılık) cabin pressure bleed
kabin bağlaması
cab anchoring
kabin bağlantısı
cab anchorage
kabin braketi
cab bracket
kabin bölümü
cab section
kabin camı
cab window
kabin dayanağı
cab stay
kabin destek ayağı
cab strut
kabin devirme mekanizması
(Otomotiv) cab tilting mechanisms
kabin devirme pompası
cab tilt pump
kabin devirme takozu
cab tilt stop
kabin ekipmanı
cab equipment
kabin fanı
cab ventilator
kabin görevlisi (kadın)
stewardess
kabin havalandırması
cab ventilation
kabin irtifa
(Havacılık) cabin altitude
kabin iskeleti
cab framework
kabin izolasyonu
cab insulation
kabin iç döşemesi
cab trim
kabin içi boşluğu
cab internal clearence
kabin kilidi
cab lock
kabin kilitleme sivici
cab latch switch
kabin kiti
cab kit
kabin kompresörü
(Havacılık) cabin supercharger
kabin koruyucu
cab shield
kabin krikosu
cab tilt cylinder
kabin mandalı
cab latch
kabin muhafazası
cab guard
kabin perdesi
cabin window shade
kabin soket kiti
cab socket kit
kabin süperşarjeri
(Havacılık) cabin supercharger
kabin süperşarjı
(Havacılık) cabin supercharger
kabin süspansiyonu
cab suspension
kabin tipi
cab type
kabin yanı
cab side
kabin yönetimi
(Havacılık) cabin management
kabin çatısı
cab roof
kabin üst bölümü
cabp section
kabin üstü rüzgarlık
air deflectors on cab
kabin ısıtıcısı kiti
cab heater kit
Seçici Servis Sistemi; kabin alt sistemi
(Askeri) Selective Service System; shelter subsystem
arka kabin
(Askeri) rear compartment
açık kabin
clear
basınçlı kabin
pressure cabin
genel malzeme desteği; Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT); muhabere arayüz kabin
(Askeri) common item support; Commonwealth of Independent - States; communications interface shelter
التركية - التركية
Hadi giyin, kabinimin kapısından gel al beni."- N. Cumalı
Küçük, özel bölme
Küçük ve özel bölme
Plajda soyunma yeri: "Sonra kabinini gösterdi Özer'e
Uçakta yolcuların oturduğu bölüm
Plajda soyunma yeri
Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme
kabine
KABİN
(Hukuk) Evlenme merasimi sırasında erkeğin kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para
KABİN
(Osmanlı Dönemi) f. Güveğinin geline verdiği ağırlık, eşya, para
kabin
المفضلات