I'm roughly the same age as you.
- Kabaca seninle aynı yaştayım.
Tom has a rough idea about how to solve the problem.
- Tom'un sorunun nasıl çözüleceği hakkında kabaca bir fikri var.
Tom is roughly the same age as I am.
- Tom kabaca benimle aynı yaşta.
Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.
- Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor.
Dan rudely insulted a police officer.
- Dan kabaca polis memuruna hakaret etti.