His attempt to escape was successful.
- Kaçış girişimi başarılıydı.
Luckily, we found an escape route.
- Neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk.
Sami will be the getaway driver.
- Sami kaçış sürücüsü olacak.
Luckily, we found an escape route.
- Neyse ki, biz bir kaçış yolu bulduk.
Tom should know exactly how much money we have to spend.
- Tom kaç para harcamak zorunda olduğumuzu tam olarak bilmeli.
I was just wondering how much it would cost to have my car washed and waxed.
- Ben sadece arabamı yıkatmanın ve cilalatmanın kaça mal olacağını merak ediyordum.
He escaped under cover of the darkness.
- O, karanlıktan faydalanarak kaçtı.
He barely escaped being hit and killed by a car.
- Araba tarafından çarpılmamak ve öldürülmemek için kıl payı kaçtı.
How many children do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
How many children do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
How many pens do you have?
- Kaç tane dolma kalemin var?
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
How many kids do you have?
- Kaç tane çocuğun var?
He absconded with the money.
- O, para ile birlikte kaçtı.
Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
- Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
Tom helped me break out of jail.
- Tom hapisten kaçmama yardım etti.
We've got to break out tonight or I'll go crazy!
- Biz bu gece kaçmak zorundayız, yoksa çıldıracağım.
Well, it's time for me to run off. Bye!
- Artık benim için kaçmamın vakti geldi. Hoşçakal!
Layla has probably run off again.
- Leyla muhtemelen yine kaçtı.
The prisoners are escaping!
- Mahkumlar kaçıyorlar!
Gas was escaping from a crack in the pipe.
- Borudaki bir çatlaktan gaz kaçıyordu.
Why did you try to run away?
- Neden kaçmaya çalıştın?
Did you see anyone run away?
- Birinin kaçtığını gördün mü?
He had fled the theater after the murder.
- Cinayetten sonra tiyatrodan kaçtı.
She fled for fear of being caught.
- O yakalanma korkusuyla kaçtı.
Run, Tom. Get out of here!
- Kaç Tom. Çık buradan!
We should get out of here now.
- Buradan hemen kaçmalıyız.
I think, therefore I flee.
- Sanırım, bu yüzden kaçarım.
There is no reason for her to flee.
- Onun kaçması için bir sebep yok.
They had to elope somehow.
- Onlar bir şekilde kaçmak zorunda kaldı.
Layla has eloped with Fadil.
- Leyla, Fadıl'la kaçtı.