kız arkadaş

listen to the pronunciation of kız arkadaş
التركية - الإنجليزية
girlfriend

I ran into your girlfriend. - Kız arkadaşına doğru koştum.

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

(Argo) squeeze
girl friend

He proposed to his girl friend with a ring he had stolen from a local jewelry. - O yerel bir kuyumcudan çaldığı bir yüzükle kız arkadaşına evlenme teklif etti.

girl, girlfriend
girl

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

Tom and his girlfriend are in the same class. - Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.

popsy wopsy
popsy
lassie
steady

Tom doesn't have a steady girlfriend. - Tom'un istikrarlı bir kız arkadaşı yok.

He's got a steady girlfriend. - Onun istikrarlı bir kız arkadaşı var.

lass
floozy