التركية - الإنجليزية
تعريف kızılötesi في التركية الإنجليزية القاموس.
- infrared
Our eyes can't see infrared light.
-Gözlerimiz kızılötesi ışığı göremiyor.
An infrared ray is electromagnetic radiation.
-Bir kızılötesi ışın elektromanyetik radyasyondur.
- ınfrared
- ultrared
- Kızılötesi vericisi
- infrared transmitter
- kızılötesi arama ve izleme
- (Askeri) infrared search and track
- kızılötesi arama ve izleme sensörü; Kızılötesi Arama ve izleme Sistemi
- (Askeri) infrared search and track sensor; Infrared Search and Track System
- kızılötesi detektörü
- infrared detection
- kızılötesi hafif silah noktalayıcısı
- (Askeri) infrared pointer
- kızılötesi hedef grafiği
- (Askeri) infrared target graphic
- kızılötesi ileri hedef alma
- (Askeri) targeting forward-looking infrared
- kızılötesi istihbarat
- (Askeri) infrared intelligence
- kızılötesi karşı karşı tedbirler
- (Askeri) infrared counter countermeasures
- kızılötesi karşı tedbirler
- (Askeri) infrared countermeasures
- kızılötesi tespit seti
- (Askeri) infrared detection set
- alçak irtifalı seyrüsefer ve gece kızılötesi hedef tespit sistemi
- (Askeri) low-altitude navigation and targeting infrared for night
- alçak irtifalı seyrüsefer ve gece kızılötesi hedef tespit sistemi (LANTIRN) hede
- (Askeri) low-altitude navigation and targeting infrared for night (LANTIRN) targeting system
- görüntü kıymetlendirme raporu; kızılötesi görüntüleme; istihbarat bilgi raporu
- (Askeri) imagery interpretation report; imaging infrared; intelligence information report
- hover kızılötesi bastırma alt sistemi
- (Askeri) hover infrared suppressor subsystem
- uzay temelli kızılötesi sistem
- (Askeri) space-based infrared system
- vukuat raporu; bilgi oranı; bilgi ihtiyacı; kızılötesi; istihbarat ihtiyacı
- (Askeri) incident report; information rate; information requirement; infrared; intelligence requirement
المصطلحات ذات الصلة
kızılötesi
الواصلة
kı·zı·lö·te·siالنطق
Resimler
السابق
المفضلات