kırtasiye

listen to the pronunciation of kırtasiye
التركية - الإنجليزية
stationery

All of this stationery is his. - Bunlar onun kırtasiyesi.

Mr. Tanaka makes a living by running a small stationery shop near the station. - Bay Tanaka küçük bir kırtasiye dükkanı çalıştırarak geçimini yapıyor.

stationery, writing materials
paper work
red tape
paperwork

Tom sat at his desk doing paperwork. - Tom kırtasiyecilik yaparak masasında oturdu.

stationary
stationeries
الإنجليزية - الإنجليزية
stationery
التركية - التركية
Kâğıtla yapılan işlemler
Defter, kâğıt, kalem, mürekkep gibi yazı araç ve gereçlerinin bütünü
KIRTASİYE
(Osmanlı Dönemi) Kâğıt işleri. Kâğıtla alâkalı. Onunla yapılan muâmeleler
kırtasiye
المفضلات