Tom didn't seem offended.
- Tom kırgın görünmüyordu.
Tom said he felt offended.
- Tom kırgın hissettiğini söyledi.
I feel a little sore.
- Kendimi biraz kırgın hissediyorum.
We think a disgruntled employee was the one who planted the bomb.
- Bir kırgın işçinin bombayı koyan kişi olduğunu düşünüyoruz.
Tom thinks Mary will be displeased.
- Tom Mary'nin kırgın olacağını söylüyor.
I think Tom might be displeased.
- Sanırım Tom kırgın olabilir.
You were hurt, weren't you?
- Sen kırgındın, değil mi?
I'm not angry, just hurt.
- Kızgın değilim, sadece kırgınım.