kırılgan

listen to the pronunciation of kırılgan
التركية - الإنجليزية
{s} fragile

A certain someone is being awfully fragile today. - Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.

Happiness is like glass: it is fragile. - Mutluluk cam gibidir: kırılgandır.

brittle
easily offended, touchy
fragile, brittle, frail; touchy
eggshell
tetchy
delicate
frail

My grandmother was gradually becoming forgetful and frail. - Büyükannem giderek unutkan ve kırılgan oluyor.

touchy
friable
kırılgan olmak
chip
bu figürler kırılgan
Are these figures very fragile
ince ve kırılgan porselen
eggshell china
sıcak kırılgan
red short
التركية - التركية
Kolay ve çabuk kırılan
Kolay ve çabuk gücenen
Kolay ve çabuk gücenen: "Kırılgan bakışlarından, onca tehditten sonra bana yine sorabileceği aklıma geldi."- O. Pamuk
kırılgan
المفضلات