After seeing her provocative body, he became obsessed with her.
- Onun kışkırtıcı vücudunu gördükten sonra, ona bağımlı oldu.
That's a really provocative question.
- O, gerçekten kışkırtıcı bir soru.
Stop being so inflammatory.
- Bu kadar kışkırtıcı olmayı bırak.
We're not warmongers.
- Biz savaş kışkırtıcısı değiliz.