kış kış

listen to the pronunciation of kış kış
التركية - الإنجليزية
shoo
To leave under inducement

You kids had better shoo before your parents get a call.

To usher someone

Shoo the visitor in.

Begone; away; an expression used in frightening away animals, especially fowls
drive away by crying `shoo!'
You say `shoo!' to an animal when you want it to go away. Shoo, bird, shoo. to make an animal or a child go away, especially because they are annoying you shoo sb away/out etc
Go away! Clear off!
If you shoo an animal or a person away, you make them go away by waving your hands or arms at them. You'd better shoo him away I shooed him out of the room
{f} drive away, send away, tell a person or animal to go away
{ü} go away!, get out! (used to drive away a person or animal)
To induce someone or something to leave
kış
winter

Winter is cold, but I like it. - Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.

Winter in New York can be very cold. - New York'ta kış çok soğuk olabilir.

kış uykusu
hibernation
kış uykusu
winter sleep
kış kış etmek
to shoo away (barnyard fowl)
kış
(Tabiat Doğa) de: Winter- winter
kış armudu
winter pear
kış bahçesi
winter garden
kış boyunca
During the winter
ihtiyarın düşkünü, beyaz giyer kış günü
(Atasözü) 1. Poor people wear whatever they can find. 2. When a person falls from power he is ridiculed by others
kara kış
the dead of winter
kara kış
karakış
kış başlangıcı
(11 kasım) Martinmas
kış elması
keeping apples
kış gibi
wintry
kış gündönümü
winter solstice
kış kavunu
casaba melon
kış kıyamet
severe winter cold
kış merası
winter pasture
kış mevsimi
wintertide
kış ortası
the dead of winter
kış satışı
spring sale
kış sporları
winter sports
kış uykusu
sleep
kış uykusuna yatmak
to hibernate
kış uykusuna yatmak
hibernate

It's cold. I want to hibernate. - Hava soğuk. Kış uykusuna yatmak istiyorum.

kış yasmin
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: zeytingiller,zeytuniye) winter jasmine
kış ürünü
winter crop
yaz kış
all the year round
yaz kış
in summer and winter
yaz kış summer and winter, all
the year round
zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü
(Atasözü) 1. When a person who dresses elegantly falls on hard times, he has to forget about elegance and wear anything he can find, no matter how ragged or ugly it is. 2. When a person comes down in the world, he becomes an object of ridicule for many people
التركية - التركية

تعريف kış kış في التركية التركية القاموس.

KIŞ'
(Osmanlı Dönemi) Bak: Ka
KIŞ'A
(Osmanlı Dönemi) Bulut açılıp dağıldıktan sonra havada geri kalan parça
KIŞ'AME
(Osmanlı Dönemi) Kene
KIŞ'AME
(Osmanlı Dönemi) Fak dedikleri nesne
KIŞ'AME
(Osmanlı Dönemi) Küçük arı
kara kış
Çok sıkıntılı durum veya zaman
kara kış
Kış ortası, kışın en şiddetli zamanı, zemheri
kış
Tavuk gibi kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses
kış
Çok soğuk hava
kış
Yerler iki karış kar tutmuştu."- T. Buğra. Çok soğuk hava
kış
Aralık ayının yirmi ikisinde başlayıp martın yirmi birine kadar süren, yılın en soğuk mevsimi
kış
Kuzey yarım kürede aralık ayının yirmi ikisinde başlayıp martın yirmi birine kadar süren, yılın en soğuk mevsimi: "Kıştı
kış dönemi
Kış mevsimi
kış dönencesi
bakınız: Oğlak dönencesi
kış günü
Kışın
kış kayıtı
Kış için saklanan yiyecekler
kış kıyamet
Çok zorlu kış; yağmurlu, fırtınalı soğuk hava
kış uykusu
Soğuk ve kurak mevsimlere karşı koyabilmek için canlı varlıkların yapısında görülen olayların bütünü
kış uykusu
Durgunluk, hareketsizlik dönemi
kış uykusu
Ilıman ve soğuk bölgelerde, özellikle yapraklarını döken ağaçlarda ham ve ongun besi suyu dolaşımının tamamen veya kısmen durması
yaz kış
Bütün yıl boyunca
kış kış
المفضلات