kıçında

listen to the pronunciation of kıçında
التركية - الإنجليزية
astern
behind
{a} in the hinder part of a ship, behind
Toward the rear of the boat
Behind the boat
Beyond the stern when viewed from aboard
At or to the stern of a vessel
Abaft or beyond the ship's stern
In the direction of, or behind, the stern
Toward the stern An object that is aft of a boat is said to be astern of the boat
Behind the ship, beyond the stern
(of a ship or an airplane) behind; "we dropped her astern on the end of a seven-inch manilla, and she laid comfortably on the ebb tide" stern foremost or backward; "the steamer went astern at half speed
stern foremost or backward; "the steamer went astern at half speed
A backward direction in the line of a vessel's fore and aft line; behind If a vessel moves backwards it is said to move astern; opposite to ahead
Something that is astern is at the back of a ship or behind the back part. in or at the back of a ship
In back of the boat, opposite of ahead
At any point behind the boat, backward
(Nautical, Aeronautics) toward the back, toward the rear; backwards
behind the vessel; in the direction of the stern
kıç
ass

Stop talking out of your ass. - Kıçından uydurmayı bırak.

When you're preparing food for someone, please don't pick your nose, scratch your ass, or sneeze in your hands. - Eğer birisi için yemek hazırlıyorsan, lütfen burnunu çekme, kıçını kaşıma veya ellerine hapşırma.

kıç
stern

The ship had taken on water and was down by the stern. - Gemi su almış ve kıç tarafı aşağı inmişti.

kıç
{i} hip
kıç
{i} arse

Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole! - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!

kıç
backside
kıç
{i} buttocks
kıç
{i} seat
kıç
ham
kıç
(Askeri) abaft
kıç
hind part
kıç
(Argo) date
kıç
can
kıç
bum
kıç
poop
kıç
posterior
kıç
prat
kıç
rump
kıç
breech
kıç
haunch
kıç
nates
kıç
behind
kıç
bottom

Because of yesterday's heavy snow, the ground is very slippery. As soon as I stepped outside, I slipped and fell on my bottom. - Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.

kıç
buttocks, bottom, butt, behind, rump
kıç
rear end
kıç
tail
kıç
tail end
kıç
arse [sl.]
kıç
ass [sl.]
kıç
(Denizcilik) stern, poop
kıç
hind, back
kıç
rump [sl.]
kıç
slats [sl.]
kıç
nates [sl.]
kıç
buttocks, bottom, rump, posterior, backside, behind, bum, rear; hind part; stern
kıç
hindquarters
kıç
bum [sl.]
kıç
prat [sl.]
kıç
rear
kıç
(gemi) poop
kıç
haunches
kıç
prov. leg; foot
kıç
butt [sl.]
kıç
fanny [sl.]
kıç
fundament
kıç
buttock
kıç
{i} slats
kıç
{i} fanny
التركية - التركية

تعريف kıçında في التركية التركية القاموس.

kıç
(Argo) (Argo) Got
Kıç
mabat
Kıç
makat
kıç
Art taraf
kıç
Baharda kayısı ve erik ağaçlarında görülen parlak ve yapışkan madde
kıç
Kuyruk sokumu bölgesi, popo, makat
kıç
Bacak, ayak
kıç
Deniz teknelerinde art taraf: "Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü."- S. F. Abasıyanık
kıç
Arka bölümde olan
kıçında
المفضلات