التركية - الإنجليزية
تعريف kümesten في التركية الإنجليزية القاموس.
- kümes
- coop
Tom built a chicken coop in his backyard.
-Tom arka bahçesine bir tavuk kümesi kurdu.
Tom built a chicken coop in his backyard.
-Tom arka bahçesine bir tavuk kümesi yaptırdı.
- kümes
- {i} pen
- kümes
- {i} hut
- kümes
- hovel
- kümes
- poultry yard
- kümes
- henhouse
The chickens are in the henhouse.
-Tavuklar kümes içindedirler.
The henhouse caught fire, but the chickens escaped.
-Kümes alev aldı ama tavuklar kaçtı.
- kümes
- poultry house
- kümes
- coop (for poultry)
- kümes
- hencoop
- kümes
- fowl run
- kümes
- cote
- kümes
- poultry-house, coop; hut, hovel
- kümes
- cot
- kümes
- (Konuşma Dili) tiny house
- kümes
- hutch
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kümesten في التركية التركية القاموس.
- Kümes
- pin
- Kümes
- pinnik
- Kümes
- pun
- kümes
- Tavuk, hindi gibi evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer
- kümes
- Tavuk, hindi gibi evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer: "Ne kümeste tavuk bırakırmış, ne ahırda hayvan, ne de ağılda koyun..."- H. R. Gürpınar
- kümes
- Ufak ev
المصطلحات ذات الصلة
kümesten
الواصلة
kü·mes·tenResimler
المفضلات