That doctor is a cultured man.
- O doktor kültürlü bir adam.
The city is often regarded as the most cultured and cosmopolitan city north of London.
- Şehir çoğunlukla Londra'nın kuzeyinde en kültürlü ve kozmopolit şehir olarak kabul edilmektedir.
I learned a lot about Greek culture.
- Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.
He appreciates Japanese culture.
- O, Japon kültürünün takdir eder.