All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
- Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.
That doctor is a cultured man.
- O doktor kültürlü bir adam.
The cultures of the world are now becoming rather similar.
- Dünya kültürleri oldukça benzer hale gelmektedir.
He appreciates Japanese culture.
- O, Japon kültürünün takdir eder.