The explosion frightened the villagers.
- Patlama köylüleri korkuttu.
The villagers believed in a life after death.
- Köylüler ölümden sonraki bir hayata inanıyorlar.
The peasants were planting rice.
- Köylüler pirinç ekiyorlardı.
The peasants rose up in rebellion against the ruler.
- Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.
I am nothing but a poor peasant.
- Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
The peasants rose up in rebellion against the ruler.
- Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.
A lot of villagers were killed by soldiers.
- Birçok köylü askerler tarafından öldürüldü.
The explosion frightened the villagers.
- Patlama köylüleri korkuttu.