But he's a bad lot, is the master — a thorough bad lot, take my word for it, and I'm one as knows him well — too well, by a deal.
She felt very bad that day.
- O, o gün çok kötü hissetti.
His behavior, as I remember, was very bad.
- Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
Smoking is terrible for your health.
- Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
I think something terrible has happened to Tom.
- Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
The weather was miserable yesterday.
- Hava dün çok kötüydü.
The experiment resulted in a miserable failure.
- Deney çok kötü bir başarısızlıkla sonuçlandı.
The road is in a deplorable state.
- Yol çok kötü durumda.
There is much evil in the world.
- Dünyada çok kötülük var.
Some people are evil.
- Bazı insanlar çok kötüdür.
His behavior, as I remember, was very bad.
- Onun davranışı, benim hatırladığım gibi, çok kötüydü.
It would be unfair if we treated him so badly.
- Biz ona çok kötü davranırsak, haksızlık olur.