التركية - الإنجليزية
تعريف köpeği في التركية الإنجليزية القاموس.
- dog
- To pursue with the intent to catch
- To position oneself on all fours, after the manner of a dog - probably related to doggy style
I'd ask why you're dogged up in the middle of the room, but I probably don't want to know.
- A dull, unattractive girl or woman
She’s a real dog.
- An animal, member of the genus Canis (probably descended from the common wolf) that has been domesticated for thousands of years; occurs in many breeds. Scientific name: Canis lupus familiaris
The dog barked all night long.
- To watch, or participate, in sexual activity in a public place, on the pretence of walking the dog; see also dogging
I admit that I like to dog at my local country park.
- {v} to follow slily and continually, to hunt
- {s} of or pertaining to a dog; despicable, cowardly (Informal)
- any venture that is not performing according to expectations
- To follow in an annoying way, to constantly be affected by
- a hinged catch that fits into a notch of a ratchet to move a wheel forward or prevent it from moving backward
- back -top Shortened form of "Underdog" Dominated Hand back -top A hand that will almost always lose to a better hand that people usually play For instance, K3 is "dominated" by KQ With the exception of strange flops (e g 3-3-x, K-3-x), it will always lose to KQ Draw Dead back -top Try to make a hand that, even if made, will not win the pot If you're drawing to make a flush, and your opponent already has a full house, you are "drawing dead" Of course, this is a bad condition to be in
- Male canine
- disapproval People use dog to refer to something that they consider unsatisfactory or of poor quality
- To hunt or track like a hound; to follow insidiously or indefatigably; to chase with a dog or dogs; to worry, as if by dogs; to hound with importunity
- A metal fitting used to close hatches, covers, and other compartments
- {f} follow around, hound; fasten with a vise or similar tool (Machinery); harass, pester (Slang); defeat an opponent, win (Slang)
- A grappling iron, with a claw or claws, for fastening into wood or other heavy articles, for the purpose of raising or moving them
- The CFHTLS Data Oversight Group
- disapproval If you say that something is going to the dogs, you mean that it is becoming weaker and worse in quality. They sit in impotent opposition while the country goes to the dogs. Any member of the canine genus Canis, particularly the domestic species, Canis familiaris. Domestic dogs seem to have decended from the wolf or a wolflike ancestor. Dogs were apparently the first animals to be domesticated, and domestication seems to have begun in various parts of the world at roughly the same time. Selective breeding by humans has resulted in myriad domestic breeds that vary widely in size (from the tiny Chihuahua to the huge mastiff), physical form (e.g., the short-legged dachshund and the flat-faced bulldog), coat texture and length (e.g., the sleek Doberman pinscher and the long-haired Afghan hound), and behavioral patterns (e.g., sporting dogs, toy dogs, and working dogs). The American Kennel Club now recognizes almost 150 breeds; other clubs, such as the United Kennel Club, recognize many more. Dog Star Bernese mountain dog dog salmon Eskimo dog guide dog Seeing Eye dog Iditarod Trail Sled Dog Race prairie dog African lion dog sled dog toy dog working dog
- {i} canine, carnivorous animal from the family Canidae (especially the domesticated variety commonly kept as pets, trained to hunt, pull sleds, etc.); despicable or cowardly person (Informal)
- köpek
- dog
She is very fond of dogs.
-Köpeklere çok düşkündür.
Nancy is afraid of dogs.
-Nancy köpeklerden korkar.
- av köpeği
- hound
- köpek
- doggy
- köpek
- canine
Lieutenant Dan Anderson sent a canine team to the crime scene.
-Teğmen Dan Anderson olay yerine bir köpek ekibi gönderdi.
- sokak köpeği
- tyke
- köpek
- bow-wow
- avustralya çoban köpeği
- blue heeler
- avustralya çoban köpeği
- australian cattle dog
- avustralya çoban köpeği
- queensland heeler
- avustralya çoban köpeği
- (Argo) kelpie
- fino köpeği
- poodle dog
- fino köpeği
- poodle
- kurt köpeği
- wolf dog
- köpek
- (Tabiat Doğa) (hayvan, Fam: köpekgiller,kelbiye) dog, domestic dog
- köpek
- vulg. bastard, s.o.b
- köpek
- dog; bastard, son of a bitch, dog, cur; canine
- köpek
- kopeck
- köpek
- pooch
Tom and Mary are dog lovers, and have their pooch groomed once a month.
-Tom ve Mary köpek aşıklarıdır, ve köpeklerine ayda bir bakım yaptırırlar.
- kangal köpeği
- Kangal dog
- şahin ve köpeği ava alıştırmak
- accustomed to hunting dogs and falcons
- Ternöv köpeği
- Newfoundland
- alman kurt köpeği
- police dog
- alman polis köpeği
- german police dog
- alman çoban köpeği
- german shepherd dog
- alsas çoban köpeği
- Alsatian wolfhound
- alsas çoban köpeği
- Alsatian dog
- alsas çoban köpeği
- Alsatian
- av köpeği
- setter
- av köpeği
- hunting dog, hound
- av köpeği
- retriever
It's a golden retriever.
-O altın av köpeğidir.
It's a Labrador retriever.
-O bir Labrador av köpeğidir.
- av köpeği
- beagle
- av köpeği
- pointer
- av köpeği
- bird dog
- av köpeği
- draghound
- av köpeği
- gun dog
- bekçi köpeği
- guard dog
He bought a guard dog to keep out intruders.
-Yabancıları yaklaştırmamak için bir bekçi köpeği aldı.
- bekçi köpeği
- bandog
- bekçi köpeği
- watchdog
A dog that barks all the time isn't a good watchdog.
-Her zaman havlayan bir köpek iyi bir bekçi köpeği değildir.
Maybe we need to get a watchdog.
-Belki bir bekçi köpeği almamız gerekiyor.
- boyacı kedisi/köpeği gibi
- dyed in all colors, crudely colored
- devriye köpeği
- (Askeri) scout dog
- devriye köpeği
- (Askeri) patrol dog
- eskimo köpeği
- husky
- eskimo köpeği
- eskimo dog
- ev köpeği
- pet dog
- fino köpeği
- lap dog
- geyik avı köpeği
- buckhound
- işkoç çoban köpeği
- collie
- kucak köpeği
- lap dog
- kurt köpeği
- wolf dog, wolfhound
- kurt köpeği
- wolfhound
- köpek
- bow wow
- köpek
- (Anatomi) canis
- köpek
- mutt
- köpek
- elkhound
- kısık boğuk ses eskimo kızak köpeği
- husky
- labrador köpeği
- Labrador dog
- pekin köpeği
- peke
- pekin köpeği
- Pekingese
- pekin köpeği
- Pekinese
- polis köpeği
- sleuthhound
- polis köpeği
- sleuth
- pomeranya köpeği
- pomeranian
- pomeranya köpeği
- spitz dog
- pomeranya köpeği
- pomeranian dog
- pomeranya köpeği
- spitz
- sokak köpeği
- stray dog
- sokak köpeği
- cur
- sokak köpeği
- pariah dog
- sokak köpeği
- tike
- spanyel türünden bir av köpeği
- springer
- spanyel türünden bir av köpeği
- springer spaniel
- su samuru av köpeği
- otterhound
- süs köpeği
- fancy dog
- takip köpeği
- (Askeri) tracker dog
- teriyer köpeği
- pit bull terrier
- ternöv köpeği
- Newfoundland dog
- ternöv köpeği
- Newfoundlander
- tibet köpeği
- tibetan mastiff
- uzun gövdeli ve kısa bacaklı bir av köpeği
- basset
- yaban köpeği
- dingo
- yer köpeği
- ichneumon
- çayır köpeği
- prairie dog
- çin köpeği
- chowchow
- çin köpeği
- chow
- çoban köpeği
- sheepdog
- çoban köpeği
- sheep dog
A sheep dog drives the flock to the pasture.
-Bir çoban köpeği sürüyü çayıra götürür.
- çoban köpeği
- bandog
- çoban köpeği
- shepherd's dog
- çoban köpeği
- kelpie
- ırlanda av köpeği
- Irish setter
- Şafii köpeği gibi titremek
- to shake like a leaf
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف köpeği في التركية التركية القاموس.
- köpek
- Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris): "Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz, oynak bir köpeği varmış."- A. Ş. Hisar
- Köpek
- it
- köpek
- Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için kullanılan bir sövgü sözü: "Ben bu ite çattığıma bin pişman oldum
- köpek
- Bu köpekten de aşağı köpeğe uyma."- Y. Kemal
- Köpek
- hoşhoş
- Köpek
- havhav
- Köpek
- seg
- Köpek
- (Hukuk) KELP
- Köpek
- kuçukuçu
- Köpek
- sek
- av köpeği
- Tazı, kopoy, zağar gibi ava yardımcılık etmeye alıştırılmış köpek
- kangal köpeği
- Anadolu'da Sivas bölgesinde yetiştirilen, burnu ve ağzı siyah, kulakları düşük, kuyruğı sırtına doğru düzgün kıvrım yaparak duran ve çok tutulan bir tür köpek, kangal
- kurt köpeği
- Kurt ve köpek kırması bir köpek türü
- köpek
- Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için sövgü sözü olarak kullanılır
- köpek
- Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsleri olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris)
- köpek
- (Osmanlı Dönemi) kelb
- çoban köpeği
- Sürüyü koruyan iri cins köpek