With her heart pounding, she opened the door.
- Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
seni seviyorum.
We had a heart-to-heart talk with each other.
- Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
Tom's mother was heartbroken.
- Tom'un annesi kalbi kırıktı.
I know what it's like to be heartbroken.
- Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
Eating too much fat is supposed to cause heart disease.
- Çok fazla yağ yemek kalp hastalığına sebep olmalı.
He has a heart disease.
- Onun kalp hastalığı var.
The cause of death was cardiac arrest.
- Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.