kâbuk

listen to the pronunciation of kâbuk
التركية - الإنجليزية
crust
shell

I don't like shellfish. - Kabuklu deniz hayvanlarını sevmiyorum.

I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy. - Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.

covering
skin
bark
paring
pod
rine
cover
(kuruyemiş) nutshell
incrustation
hull
(midye vb.) shell
rind, peel, skin, hull (of a fruit); pod, husk (of a vegetable or grain); shell (of a nut)
cockleshell
husk
scurf
integument
eggshell

Where do I throw these eggshells? - Bu yumurta kabuklarını nereye atarım?

(hayvan) carapace
scab (of a wound)
cockle
mantle
scale
outer covering, cover; (ağaç) bark; (meyve, sebze) pod, rind, peel, shell, skin, jacket; peelings" " soyuntu; skin, scale, shell, carapace; (yeryüzü) crust; (yara) scab
scab

The blisters have formed scabs. - Kabarcıklar kabukları oluşturdu.

(Anatomi) cortex
encrustation
squama
shuck
(shellfish) shell
coat
(yara) eschar
peel
(bakla vs.) pod
Cortes
jacket

Did you cook the potatoes in their jackets? - Patatesleri kabuklarıyla mı pişirdin?

rind
carapace
tegument
barque
shruck
crustal
peelings
(Anatomi) cortex
incrustations
{f} cast
clamshell
valve
(Anatomi) crusta
cowrie
shucks
kabuk bağlamış
scabby
kabuk bağlamak
cake
kabuk bağlamak
scab
kabuk soyma
peeling
kabuk (midye)
shell
kabuk adı
(Bilgisayar) shell moniker
kabuk ayırma
(Gıda) dehulling
kabuk bağlamak
form a scab
kabuk bağlamak
(Tıp) cicatrize
kabuk gerilmesi
(Coğrafya) crustal stress
kabuk hareketi
(Coğrafya) crustal movement
kabuk hayvan
carapace
kabuk soyma
(Matbaacılık, Basımcılık) debarking
kabuk yapısı
(Coğrafya) crustal structure
kabuk çıkarma
(Gıda) dehulling
kabuk bağlama
encrustation
kabuk değiştirmek
Change shell
kabuk altı katman
alburnum
kabuk altı tabakası
sapwood
kabuk ayıklama
husking
kabuk bağlama
incrusting
kabuk bağlama
incrustation
kabuk bağlamak
form a crust
kabuk bağlamak
scar over
kabuk bağlamak
incrust
kabuk bağlamak
scab over
kabuk bağlamak
slough
kabuk bağlamak
heal over
kabuk bağlamak
skin over
kabuk bağlamak
encrust
kabuk bağlamak
a) to form a crust b) to form a scab
kabuk bağlamak
to form a crust or scab
kabuk bağlamış
skinned
kabuk bağlamış
sloughed
kabuk bağlamış
scabbed
kabuk bağlamış
encrusted
kabuk belge
shell document
kabuk belge
(Bilgisayar) form document
kabuk böcekleri
scolytidae
kabuk böceği
(Tabiat Doğa) (böcek, haşere, Fam: Scolytidae) [syn.: kabuk böceği, tipograf, yazıcı böcek] bark-beetle
kabuk böceği
bark beetle
kabuk bölgesi
(Hayvan Bilim, Zooloji) cortical region
kabuk defleksiyon
shell deflection
kabuk defview
(Bilgisayar) shell defview
kabuk deskbar
(Bilgisayar) shell deskbar
kabuk dökme
exuviating
kabuk dökmek
exuviate
kabuk dökmiş
exuviated
kabuk döküntüsü
peeling
kabuk gibi
husky
kabuk giderme
descaling
kabuk giderme
scale removing
kabuk inşaatı
shell construction
kabuk kesiti
shell cross-section
kabuk kırma
(Gıda) unshelling
kabuk madde
(Anatomi) cortical substance
kabuk sistemi
sheet system
kabuk soyan
barker
kabuk soyma makinesi
huller
kabuk soyma makinesi
paring machine
kabuk soyma tromeli
(Matbaacılık, Basımcılık) barking drum
kabuk soyucu
peeler
kabuk soyucu
(Matbaacılık, Basımcılık) debarker
kabuk soyucu
husker
kabuk soyucu
(Matbaacılık, Basımcılık) barker
kabuk sınanıyor
(Bilgisayar) testing shell
kabuk teçhizatı
shell reinforcement
kabuk tutarak
encrusting
kabuk tutma
incrusting
kabuk tutma
encrusting
kabuk tutmuş
encrusted
kabuk tutmuş kar
(Askeri) shallow crusted snow
kabuk yakma kazanı
(Matbaacılık, Basımcılık) bark boiler
kabuk yükü
shell load-
kabuk çatlağı
bark crack
kabuk çukuru
(tabakhanede) bark pit
kabuk çıkartma
(Gıda) unshelling
kara kabuk midyesi
(Tabiat Doğa) (kabuklu hayvan, Fam: Mytilidae) mussel, blue mussel, Mediterranean mussel
silindirik kabuk
cylindrical shell
soyma (kabuk
paring
kılıf, kın, kabuk. zarf
sheath, sheath, shell. envelope
aldatmacalı üç kabuk oyunu
shell game
böcek kanadını saran kabuk
wing case
dikenli kabuk
hedgehog
dolu kabuk
(Kimya) closed shell
dökülmüş kabuk
exuviation
helezoni kabuk ucu
spire
iç kabuk
inner bark
midye vb kabuk
cockleshell
plastik kabuk
plastic shell
sert kabuk
(böcek vb.) test
sert kabuk
scutcheon
silindirik beton kabuk
cylindrical concrete shell
soyulmuş kabuk
barks
soyulmuş kabuk
parings
soyulmuş kabuk
peeling
soyulmuş kabuk
peels
yara gibi kabuk kabuk olan
scabby
çelik kabuk
(Otomotiv) steel shell
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Bazı hayvanların katı mahfazaları
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin dışındaki sert örtü, kışır
(Osmanlı Dönemi) f. Yuva. Kuş yuvası
Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü
Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı: "Herhâlde kabuklu bir deniz hayvanının kabuğu kesmiş olacak."- S. F. Abasıyanık
Bir sıvı veya atmosferi dıştan saran, sert katman
Nesneyi örten dış katman
Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı
Bir kimseyi başkalarıyla ilişki kurmaktan uzaklaştıran şey
Toprak yüzünde, kimi madensel ve örgensel özdeklerin yığılıp sertleşmesiyle oluşan ince katman
Bir öğeciğin çekirdeği çevresinde dolanan eksiciklerin yerleştiği katmanlardan her biri
Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm
Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır
kavkı
(Osmanlı Dönemi) KIRF
(Osmanlı Dönemi) SELİHA
kışır
kabuk bilimi
Kabukları inceleyen bilim dalı
kabuk böcekleri
Kın kanatlılar takımına giren, kabuğun hemen altındaki odun katını kemirerek oyan ve böylece birçok orman ve meyve ağacının kurumasına yol açan familya
kabuk değiştirme
Yenilenme
kabuk kahvesi
Antep fıstığı kabuğunun öğütülmüş ve hafifçe kavrulmuşu ile yapılan ve kahveye benzeyen içecek
kabuk yönetim
İçi, iç yapısı belli olmayan, belirsiz kalan yönetim
الإنجليزية - التركية
dökmek deri