Ağabeyim felsefesi üzerine bir otoritedir.
- My elder brother is an authority on philosophy.
Tom otoritesini kötüye kullanıyor, bu yüzden hiç kimse onu sevmiyor.
- Tom abuses his authority, so no one likes him.
Bunu yapacak yetkiye sahibim.
- I have the authority to do this.
Onun hem yetkisi hem de yeteneği var.
- He has got both authority and ability.
Tom, cazda bir uzmandır.
- Tom is an authority on jazz.
O, alanında bir uzmandır.
- He's an authority in his field.
Tom konu hakkında bir otorite.
- Tom is an authority on the subject.