Çoğunlukla olduğu gibi, Tom sınıfa geç kalmıştı. - Tom was late for class, as is often the case.
Çoğunlukla olduğu gibi, Tom sınıfa geç kalmıştı.
Tom was late for class, as is often the case.
Aksanından belli olduğu gibi, o bir yabancı. - He is a foreigner, as is evident from his accent.
Aksanından belli olduğu gibi, o bir yabancı.
He is a foreigner, as is evident from his accent.