Tıpkı Tom gibi çılgınsın.
- You're just as crazy as Tom.
Tıpkı Amerikalıların Beyzbolu sevdiği gibi, İngilizler kriketi severler.
- Just as the Americans like baseball, the British like cricket.
Tam kapanacakken o mağazaya gitti.
- He went to the store just as it was going to close.
Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.
- The food athletes eat is just as important as what kind of exercises they do.