Delikanlı iken şarkı söylemeye başladım.
- I began to sing when I was a youngster.
Genç bir kişi seni görmek istiyor.
- A young person wants to see you.
O seçkin genç bir kişiye rastladı.
- He came across an outstanding young person.
Yaşlı adam gençleri kıskanıyor.
- The old man envies the youth.
Gençler bahçede yerler.
- The youth eat in the garden.
He is a cheerful young man.
- Er ist ein heiterer junger Mann.
A young man is singing before the door.
- Ein junger Mann singt vor der Tür.