Şaka yapma zamanı değil.
- This is no time for joking.
Tom Mary'nin şaka yapmadığını fark etmeden önce güldü.
- Tom laughed before he realized Mary wasn't joking.
Şaka yapıyor olmalısın!
- You have got to be joking!
Şaka yapıyor olmalısın.
- You've got to be joking.
Şaka yapıyor olmalısın!
- You have got to be joking!
Tom'un şaka yapıp yapmadığını söyleyemem.
- I can't tell if Tom is joking or not.
Bu şakadan başka bir şey değildi.
- It was nothing but a joke.
Sadece bir şakaydı.Aydınlat!
- It was just a joke. Lighten up!
Tom fıkra anlatmakta çok iyi değildir.
- Tom isn't very good at telling jokes.
Tom fıkra anlatmakta çok iyi.
- Tom is very good at telling jokes.
Fıkrayı duyduğunda, kahkahaya boğuldu.
- Hearing the joke, he burst into laughter.
Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.
- Tom has told me that same joke more than ten times.
Siz benimle şaka yapmamalısınız.
- You should not play a joke on me.
Tom para hakkında asla şaka yapmaz.
- Tom never jokes about money.
Şaka yapmakta iyi değilim.
- I'm not good at making jokes.
Bu tam bir alay konusu.
- It's a complete joke.
Biz tam bir alay konusuyuz.
- We're a complete joke.
Twenty euros cover charge!, you're joking me.
The president was a joke.